Havaalanından karşılama ve operasyon sonrası tüm süreçte yanınızdayız! Anadilinizi bilen hasta danışmanlarımız da her zaman yanınızda olacaktır.
Tedaviye hazırsınız ancak yolculuğunuzu nasıl planlayacağınız konusunda yardıma mı ihtiyacınız var? Siz arkanıza yaslanın ve tüm zaman alıcı, kafa karıştırıcı işleri bize bırakın.
Dilenirse hastalarımızın plan dahilindeki ulaşımını, özel şöförlü Mercedes Vito araçlarımızla sağlıyor, otel ve hastane arasındaki tüm ulaşımınızı gerçekleştiriyoruz.
Tercihinize göre, anlaşmalı olduğumuz 4-5 yıldızlı lüks otellerde odanızı rezerve ediyor ve transfer hizmetimiz kapsamında ulaşımınızı sağlıyoruz.
Sizin için en verimli ve en iyi sonucu verecek tedaviyi belirlemek için bizimle iletişime geçin.
Otelinize yerleştiniz ve artık her şey hazır. Yeni saçlarınıza kavuşmak için ilk adımı atmaya hazırsınız.
Randevu tarihinizde otelinizden özel araçla alınır ve kliniğe nakliniz gerçekleştirilir.
Op. Dr. Zafer ATAKAN ve Europlast Uzman ekibi eşliğinde, donör greftlerin toplanacağı ve ekileceği alan, saç yapısı gibi faktörler incelenir.
Sizin için en doğru ve başarılı sonuç verecek tedavi tekniği belirlenerek bilgilendirmeniz yapılır.
Operasyonunuz seçilen tedavi tekniğine göre aynı gün bir kaç saat içinde tamamlanır. Süreç aşağıdaki gibi işlemektedir;
Saç ekimi yapılacak bölgeye ağrısız bir operasyon geçirmeniz için lokal anestezi uygulanır.
Önceden belirlenen donör greftler toplanarak ekim yapılacak alanlara sırayla ekilir.
Operasyonun tamamlanmasının ardından operasyon sonrası yapmanız gerekenler hakkında ayrıntılı bir şekilde bilgilendirilirsiniz.
Yeni saçlarınıza kavuşmaya hazırsınız. Artık tek gereken şey doktorunuzun talimatlarına uymak ve saçlarınızın günden güne tekrar çıkışını izlemek.
Hastalarımızdan gelen sıkça sorulan sorulara ve cevaplarına buradan ulaşabilirsiniz.
Rejeneratif Tıp ya da bilinen adı ile Tıbbi Onarım, 2000’li yılların başından bu yana tüm dünyada kullanım alanı genişleyen, heyecan verici bir alandır. Kan naklinin bilinen en eski rejeneratif tıp uygulaması olduğunu düşünürsek uzun yıllara dayanan bu tedavi şeklinin son yıllarda gelişen uygulama alanları ile dikkat çektiğini görüyoruz.
Rejeneratif Tıp hastalıklar, travmalar sonucu ortaya çıkan hasarların giderilmesi, doğuştan meydana gelen bozukluklar veya normal vücut fonksiyonlarının kazanılması/yeniden sağlanması ile ilgilenmektedir. Hücresel tedaviler, doku yenilenmesi ya da onarımı ve organ nakli gibi uygulamalar bu alan içinde yer almaktadır. Özellikle son yıllarda kök hücre biyolojisi ile ilgili çalışmalar ve kök hücrelerin birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaya başlaması rejeneratif tıp alanına önemli katkıda bulunmuştur.
Rejeneratif Tıp sadece tedavi amacıyla değil koruyucu olarak da kullanılabilmektedir.
Kök hücreler yaşamımız boyunca kemik iliğinde sentezlenir ve kana karışır. Tüm dokularda bulunurlar. Önceleri sadece kemik iliğinde depolandıkları düşünülürken bugün cilt altında adipoz denilen yağ dokusunda da depolandıkları keşfedilmiştir. Hatta yağ dokusunda bulunan kök hücrelerin kemik iliğine göre 500 ile 2500 kat daha fazla sayıda olduğu düşünülmektedir.
Kemik iliği kaynaklı kök hücreler leğen kemiğinin arka kısımlarından aspirasyon yoluyla alınırken, yağ doku kaynaklı kök hücreler sıklıkla karın bölgesinden mini liposuction dediğimiz minimal girişimsel bir yöntemle alınır. Elde edilen örnekler hızla santrifüj edilir ve bazı laboratuvar işlemlerinden sonra serum haline getirilir.
Diğer bir yöntem kültür ortamında çoğaltmadır. Önce 10-20 ml gibi az miktarda kemik iliği veya tırnak büyüklüğünde yağ doku örneği alınır. Ayrıştırılan kök hücreler kültür ortamına ekilerek 4-6 hafta kadar çoğaltılır. Milyonlarca sayıya ulaştırılır.
Eklemlerimiz hareketli yapılardır ve hareket esnasında sürtünmeyi azaltma amacıyla iki kemik arasında kıkırdak dokumuz bulunur.
Kıkırdak dokumuz kaygan, pürüzsüz bir yapıdır. Yaşımız ilerledikçe kıkırdak içerisindeki su miktarı azalır ve incelir. Su miktarı azaldığı için çatlamaya ve parçalanmaya başlar, görevini yerine getiremez hale gelir ve kemikler birbirine sürtmeye başlar. Kemik ve kıkırdakta aşınmalar, kemik uçlarında sivrileşmeler görülür. Sürtünmeye bağlı olarak eklemlerde acı ve ağrılar ortaya çıkar.
Kireçlemenin önemli iki nedeni vardır; Yaşlanmak ve aşırı kilo.
Kıkırdak dokusu kan damarı içermez ve öldüğünde kendisini çoğaltamaz. Kök hücreler ise, kıkırdak dokusuna dönüşebilen özel hücrelerdir.
Günübirlik bir işlem olan kök hücre tedavisi hastane yatışı gerektirmez. Elde edilen kök hücreler sorunlu eklemlere bölgesel enjeksiyon yoluyla uygulanır. Sıklıkla 1-2 bölgeden enjeksiyon yapılır. Uygulanan yönteme göre değişmekle birlikte kişi yürüyerek dahi evine gidebilir ve günlük hayatına devam edebilir.
Cildimizde ve tüm bağ dokularımızda fibroblast dediğimiz dokulara destek olan ve çatı sağlayan hücreler bulunmaktadır. Fibroblastlar, başlıca dokulara dolgunluk veren kolajen, hyaluronik asit ile esneklik veren elastin salgılarlar. Yaşla birlikte fibroblastların sayıları azalır ve gözle gördüğümüz yaşa bağlı cilt kırışıklıkları meydana gelir.
Otolog fibroblast hücre tedavisi son dönemde estetik cerrahi ve dermatoloji alanında oldukça önem kazanan uygulamalardan bir tanesidir. Dermal ve subkütanöz defektler örneğin kırışıklar, çatlaklar, akne skarları, yara izleri tedavilerinde otolog fibroblast kullanımı estetik cerrahlar için yeni bir pencere açmıştır.
Otolog Fibroblast;